Yaşlılık bir hastalık mıdır? Yaşlılığın iyileştirilmesi mümkün müdür?
Yaşlı sayısının giderek arttığı günümüzde, gençleşmeyi vadeden estetik operasyonlar, ciltteki kırışıklıkların giderilmesi için yapılan uygulamalar veya beyazlayan saçların boyanması insanı yaşlanmaktan kurtarır mı?
Kombine Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarıyla birçok hastalığın tedavisinde olumlu sonuçlar aldıklarını kaydeden Dr. Kamil Teker, yaşlılığın bir hastalık olduğunu ve iyileştirilebileceğini söyledi. Dr. Kamil Teker; “Canlı olmayan organizmalarda parçanın yeni parça ile değiştirilmesi yenilenmeyi sağlar. Oysa canlı organizmalarda sürekli bir yapım ve yıkım süreci devam etmektedir. Yaşlanmak fiziksel ve biyokimyasal değişimin, gerilemenin ve yetersizliğin adıdır. Bir binanın uzun ömürlü olması nasıl binanın yapıldığı zemine, binanın uygun temeline bağlı ise canlılarda bu karşılığı genetik kodlardır.
Genetik kodlarınız ne kadar kusursuz ise o kadar hastalıklara karşı dirençli olursunuz. Bunun yanında binanın yaşını belirleyen ikinci en önemli faktör kolon ve kiriş sayısıdır. Kolon ve kiriş sayısı binanın yük taşıma ve travmalara karşı direncini ve dayanıklılığını belirler. Canlılarda kolon ve kiriş sayısı kas iskelet sistemine karşılık gelir. Kas-iskelet sistemi ne kadar dengeli, güçlü, esnek ve dayanıklı ise darbelere ve travmalara karşı o kadar dayanıklı ve dirençli olur. Kas-iskelet sisteminin sağlıklı ve dengeli işlev görmesi uzun ömürlü olmanın ikinci en önemli belirleyicisidir.” Dedi ve ekledi:” Kas iskelet sisteminde, göz-ayak-deri-eklemler arasındaki düzenli uyum kayboldukça duruş bozuklukları oluşur. Duruş bozukluklarının etkisiyle omurga ve ekstremiteler üzerinde yük dağılımı eşitsiz ve dengesiz olur. Aşırı yük altında kalan eklemler yozlaşıp şekil ve fonksiyon kusuru gösterir. Fonksiyon kusuru geliştikçe eklem çevresinde aşırı gerilim nedeniyle, doku direnci yükselecektir. Artmış doku direnci nedeniyle sinir duyusu, kan dolaşımı ve lenfatik dolaşım yavaşlayacak, hatta kesilecek seviyeye ilerleyecektir” dedi. Ve devam etti:”Bu bir yozlaşma ve kireçlenme sürecidir.
Aynı süreç omurga eklemleri için de geçerlidir. Omurganın herhangi bir biriminde gelişen kireçlenme ve yozlaşma süreci yavaş yavaş omurganın bütününe yayılır. Omurga eklemleri çevresinde gelişen kireçlenme nedeniyle beyinden gelip organlara giden ve organlardan gelip beyine giden hayati öneme sahip spinal sinir köklerinin üzerindeki ağır baskı ve ezilme nedeniyle sinir duyusu fonksiyonları, kesintili veya yetersiz işlev görecektir” diye ekledi.
Bu süreçte ezilen ve kesintili işlev gören sinir sitemi, duyu ve motor fonksiyonları üzerinde gerilim yaratmaktadır. Bunun yanında bu dağınık ve başıbozuk işleyen organ-beyin iletişimi nedeniyle vücutta kronik stres gelişir. Kronik stresinde ek yük katmasıyla birlikte organlar ve sistemler yetersiz iş görür. Bunun adı kronik hastalık tablosudur, hızlı bir çözülme ve dağılma sürecidir. Diğer adı ile bu yaşlanma tablosudur” dedi.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
Google+
YouTube
RSS