Normalde hayatımızın üçte biri uykuda geçiyor. Uyku süreleri genetik faktörlerin etkisiyle kişiden kişiye değişmekle birlikte, bu süre 4 – 11 saat arasında değişiyor. Ancak maalesef ülkemizde her 3 kişiden biri, çeşitli nedenlerle uykusuz kalıyor.
Hastalık düzeyinde kabul edilen ve “insomnia” olarak adlandırılan uykusuzluk da ülkemizde yüzde 5-6 gibi yüksek bir oranda görülüyor. İnsomnia sorunu yaşayanlar; dikkatsizlik, yorgunluk, hata ve kaza yapmaya eğilim, uykululuk hali, baş veya mide ağrısı gibi sorunlar yaşadıkları için yaşam kaliteleri, iş ve sosyal yaşamları ciddi boyutlarda etkilenebiliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu, uykusuzluğun ayrıca kalp krizi ve felç gibi hayatı tehdit eden hastalıkları da tetiklediği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle uykusuzluğun kronik hale gelmeden tedavi edilmesi çok önemli” diyor.
Kalp krizi ve felce davetiye çıkarıyor
Beynimizin ve çoğu organımızın düzenli çalışabilmesi için yeterli süre ve içerikte uyumamız şart. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu, hastalık düzeyinde olan uykusuzluğun yol açtığı en önemli sorunların ise kalp krizi ve felci tetiklemesi olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Uykunun, uyunması gereken süreden daha az olması damarlarımızın yapısını etkiliyor, kalp ve beyin için birtakım olumsuz maddelerin oluşmasına neden oluyor. Bunun sonucunda da kalp damar ve beyin damar hastalıklarının daha sık oluşmasına neden oluyor. İnsulin ve iştah hormonlarının salınımı da yine uyku ile ilişkili oluyor. Bu nedenle uykusuzluk obezite ve diyabet gibi metabolik hastalıkların oluşumunu da tetikliyor. Bunların yanı sıra hafızanın zayıflaması, öğrenme güçlüğü, dikkat ve konsantrasyon eksikliği, sinirlilik, hayal görme, kekeleme, konuşulanları anlayamama ve hayal görme gibi birçok önemli sağlık sorunlarına da yol açabiliyor”
Pek çok nedeni var
“Hastalık düzeyinde uykusuzluk değişik nedenlere bağlı oluşuyor” diyen Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şöyle devam ediyor: “Aslında gereksinim duyduğumuz uyku süresi genlerimiz tarafından belirleniyor. Bunun yanı sıra yatak odamızın uyku için uygun bir ortam olması da uykumuzu etkileyen önemli bir faktör. Ayrıca uyku-uyanıklık düzenimizin bozuk olması, uyunması gereken zamanlarda başka işlerle uğraşmamız, uyku saatinden önce uykuyu bozan gıdaları tüketmemiz, yatağa bedensel olarak yorgun girmemiz de uykusuzluğa yol açan önemli faktörleri oluşturuyor”
Gelişigüzel uyku hapı kullanmayın!
Uykusuzluk hastalığında uyku hijyenine uyulması, uykuyu bozan etkenlerden uzak durulması ve gerekirse ilaç kullanılması, uygulanan tedavileri oluşturuyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu, bu noktada hekimin önerilerine uymanın çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Örneğin ilaç sadece hekimin önerdiği doz ve sürede kullanılmalı. Aksi halde tedavinin başarı oranı düştüğü gibi, ilaca bağlı çeşitli yan etkiler de görülebiliyor” diyor.
Uykusuzlukla baş etmenin 8 formülü
1. Hafta içi ve hafta sonunun yanı sıra tatil günlerinde de, çok özel durumlar dışında, yatma ve kalkma saatleriniz düzenli olmalı.
2. Oturma odasında, kanepede veya televizyon karşısında uyumayın, şekerleme yapmayın. Uyku saatiniz geldiğinde mutlaka yatak odasına gidin ve yatakta uyuyun.
3. Yatakta kitap veya gazete okumayın, televizyon seyretmeyin.
4.Uyumakta güçlük çekiyorsanız yatakta uyku için debelenmeyin. Kendinizi zorlamak yerine yataktan kalkın ve mümkünse başka bir odada 30 dakika kadar, sizi rahatlatacak başka bir şeyle uğraşın. Ardından tekrar yatağa gidin.
5. Yaygın inanışın aksine ne kadar yorgun olursak, o kadar zor uyuruz. Bu nedenle, yorucu fiziksel aktiviteleri uykudan en az 4-5 saat önce sonlandırın.
6.Öğleden sonra içilen kahve, çay ve kafein içeren içecekler uykusuzluğa neden oluyor. Bu etki de 12 saate kadar uzayabiliyor. Öğle saatinden sonra bu tür içeceklerin tüketimini sınırlandırın.
7. Yatak odanızın, sessiz ve karanlık olması çok önemli. Çünkü uykunun sürmesini sağlayan melatonin hormonunun salınabilmesi için ortam karanlık olmalı. Bazen bir gece lambası bile bu hormonun salınımını bozabiliyor.
8.Geceyi ne kadar uykusuz geçirirseniz geçirin, ertesi gün uyku saatiniz gelene kadar uyumamanız, uyku uyanıklık ritminin bozulmaması için önemli. Gündüz birkaç saat uyursanız, bir sonraki gece yine uykuya dalmanız çok zorlaşır. Bu da uyku-uyanıklık ritminin bozulmasına ve uykusuz gecelerin çoğalmasına yol açar.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
Google+
YouTube
RSS